Sosyal Medya

Dünya

ABD Irak eski büyükelçisi: ABD, İran olmadan Irak’ı çözemez

2005-2007 yılları arasında Irak büyükelçisi olan Zalmay Halilzad, ABD’nin Irak meselesini çözmek için İran’a ihtiyacı olduğunu söyledi.



Irak konusunda İran ile ciddi bir biçimde diyaloga girmenin zamanı geldi. Bağdat'ta var olan kaos Şii lider Mukteda es Sadr takipçileri tarafından Parlamento binasını basması ile en üst seviyeye ulaştı. Bu kaos IŞİD'e karşı verilen mücadelenin önüne geçmiş, Irak ekonomisini zayıflatmış ve ülkenin dağılmasını hızlandırmıştır.

ABD, Ä°ran ve Irak'ın önde gelen Åžii lideri Ayetullah Sistani arasında bir iÅŸbirliÄŸi tesis edilemezse, bu kriz Irak'ta ABD iÅŸgalinden sonra kurulmuÅŸ olan tüm siyasi sistemin çökmesine sebep olacaktır. Bu da neticede Irak'ın IŞİD ya da baÅŸka ABD karşıtı bir ‘terörist' yapı tarafından iÅŸgaline zemin hazırlayacaktır.

Washington'un bunların önüne geçmesi için İran'ın yardımına ihtiyacı vardır. İran'ın en az ABD kadar ülkede istikrarın tesis edilmesine teşvik edilmesi gerekir ki hali hazırdaki durumda Irak'ta işler pek de lehine işlemiyor; şu anda Irak hükümetinde baskın halde bulunan ve İran destekli Şii partiler Irak halkının gözünde itibarını kaybetmiş durumda. Bu gruplar, Sünnilerden çok az destek alıyor ve Kürtler arasındaki durumları da eskiye nazaran bir hayli zayıf.

Son dokuz ay içerisinde Iraklı gençler, hükümetin kötü ekonomi politikalarını, güvenlik, idare ve hizmet zafiyetlerini eleştirmek üzere çok sayıda kitlesel gösteri düzenledi. Reform talebi ile sokaklara dökülen kitleler, hükümetten petrolden elde edilen milyarlarca doların nereye gittiğinin hesabını sordu.

Ülkenin köklü Şii partileri arasında yoğun çekişmeler yaşandı. Ülkenin en itibarlı Şii alimi Ayetullah Sistani önceleri Abadi'nin başbakan olmasını desteklemiş olsa da artık reform talebi ile sokağa çıkan gençleri desteklediğini açık bir biçimde dile getirdi.

SADR'A GÃœN DOÄžRU

Sistani'nin gençlere yolsuzlukla mücadele ve hizmetlerin iyileştirilmesi yönünde destek vermesi ve Abadi'nin arkasından desteğini çekmesi Mukteda es Sadr'a reform paltosunu giyme fırsatını verdi. Sadr Irak İslam Konseyi lideri Ammar el Hakim, eski başbakan Nuri Maliki ve Bedir milisleri gibi Şii rakiplerine saldırarak reform hareketini sekülerlerin eline geçmesini engellemeye çalışıyor.

Abadi, siyasi partilerin desteğini almadan teknokrat kabineyi açıklayarak büyük bir kumar oynamış oldu. Tuhaf bir şekilde Sadr dışındaki parti liderlerinin çoğu Abadi'nin bu hareketini reddetti. Hakim ve Maliki bu durumu Abadi'yi saf dışı bırakmak için bir fırsat olarak görürken Sünniler ve Kürtler, teknokrat hükümetin kendilerini karar mekanizmasının dışarıda bırakacağından korktular.

Washington ve Tahran'ın Abadi'nin kalmasını istediklerini açık bir biçimde dile getirmeleri siyasi partiler arasında dalgalanmalara sebep oldu. ABD ve İran, Abadi'yi başbakan olarak görevde tutacak ve hükümet de teknokratlardan değil parti üyelerinden oluşacaktı. Sadr'ın bu hamleye karşı çıkmasının ardından taraftarları teknokrat bir hükümetin kurulması talebi ile meclisi bastı.

Eğer bu kriz çözülmezse Sadr geçici hükümet ilan edebilir ki bunun çok çeşitli sonuçları olacaktır. Irak güvenlik güçleri IŞİD ile mücadele etmeyi bırakıp başkentteki güç savaşlarına yönelecek ve Kürtlerin de Bağdat'tan bağımsız olarak kendi çıkarlarını gözetmeye çalışmalarına sebep olacaktır. Kürt bölgesi ya yeni bir konfederatif bir yapılanmaya giderek ya da tamamen bağımsızlıklarını ilan ederek Arap Irak'ından kendini ayrıştırması ihtimal dahilindedir.

ASKERÄ° DARBE Ä°HTÄ°MALÄ°

Diğer bir ihtimal de devam edegelen siyasi çıkmaz ve şiddetin tam da ortasında askeri darbe yaşanmasıdır. Asker kontrolünde bir geçici hükümetin kurulmasının da milislerin ve Sistani'nin sergileyecekleri tutuma göre sonuçları olacaktır. Eğer milisler ordunun darbe yapmasına karşı çıkarsa, ordu hükümet bir cephede IŞİD bir cephede milisler olmak üzere çift cepheli bir savaş yürütmek zorunda kalacaktır. İçerisinde farklı mensubiyetler barındıran bir ordunun böyle bir çatışmadan sağ çıkabilmesi şüphelidir. Askerlerin çoğu eski başbakan Maliki taraftarı iken geri kalan kısmı da Sadr destekçisidir.

Bir askeri darbenin sonra geçiş hükümetinin kurulmasını kolaylaştıracağı ve yeni bir siyasi yol çizilmesini sağlayacağı düşünülse de darbe yapılması ihtimal dahilinde görünmüyor. Çünkü askeri hükümet Sistani'nin ve milislerin desteğini alamayacaktır. İç işlerinde askeri bir yönetim IŞİD'e karşı verilen mücadeleye ket vuracağı gibi Kürt ayrılıkçılığını da alevlendirecektir.

UZLAÅžI HÃœKÃœMET

Hali hazırdaki durumda yapılacak en iyi Sadr'ın da desteklediÄŸi, BaÄŸdat'ta istikrarı getirecek ve reform hedefi güden bir hükümetin kurulmasını saÄŸlayacak biçimde, müzakere edilmiÅŸ bir uzlaşı hükümetidir. 

Oluşturulacak koalisyon reformlar ve hatta yasal seçimler için makul bir zaman çizelgesi sunmalıdır. İşte bu Sistani, ABD ve belki İran'ın destekleyeceği bir plan olacaktır.

Ä°RAN, Ä°STÄ°KRARSIZLIKTAN MEMNUN

Tüm bu değerlendirmelere karşın İran'ın Irak'taki istikrarsızlıktan memnun görünüyor. Üzerinde mutabakata varılmış bir çözümün kendi çıkarlarına aykırı olduğunu düşünüyor. Hükümetin Sadr tarafından üstlenilmesi İran'ın Irak'taki yakın müttefiklerini zayıflatmakla birlikte muhtemel bir askeri darbe de Şiilerin kendi içlerindeki savaşı kızıştıracaktır.

UZLAÅžI HÃœKÃœMETÄ°NÄ°N GEREKLÄ°LÄ°KLERÄ°

Bahsi geçen şekilde bir uzlaşıya varılması için gerekli olan iki şey vardır: Sistani'nin onayı ve ABD ve İran arasında diyalog ve iş birliği.

Gerek Washington gerekse İran, Bağdat'taki siyasi krizi çözmek için acil çözüm bulmaya ve siyasi partiler ile başbakan arasında uzlaşıya çalışmalıdır. ABD-İran işbirliği, ABD'nin Irak'taki krizi yükselterek bölgedeki Şii gücünü zayıflatmaya çalışan Türkiye ve Suudi Arabistan ile müzakere etmesi ile ileri safhalara taşınmalıdır.

Ayetullah Sistani, ABD ve İran'ın birbirleriyle iş birliği yapıp Iraklı liderlerle yakınlaşmalarının mümkün olup olmadığını zaman içinde göreceğiz. Ancak yine de denemeye değer.

Kaynak: timeturk

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.